Ya kitap yazan?
Onun bu süreçte yeri ne?
Kitap okuyanın kitaplığından oluşan bir krallığı var; ancak kitap yazan her
yazdığı yapıtında nice krallıkların saltanatını tekrar tekrar sürüyor… Kitabı okuyan,
kitaplarını biriktirdikçe, krallığını satın alıyor; ama kitap yazan imbikten damlayan ve
göle dönüşen damlalar gibi, bilgiyi ve özü biriktirerek, kendi krallığını kendi elleriyle
yaratıyor. Kitap yazanın bir ayrıcalığı daha var; gerçek krallıklar gün gelir, yıkılır gider.
Ancak iyi yazılmış her kitap, zamanın onca acımasız saldırılarına, hoyratça kıyımlarına
karşı insan aklının alamayacağı kadar büyük bir direnç gösterir. Eğer bilge bir kişiliğin
özünden, kimliğinden, duygu ve düşünce dünyasından süzülerek gelen gür bir su
gibiyse yazılan yapıt karanlıklara karşı savaşan bir “cengâver” gibidir. Örneğin toplumu
ve giderek de toplumu oluşturan bireyleri gem almaz ihtiraslarıyla cendere altına alıp
ezen, hoyratça sağa sola savuran, hezeyanlarını ve dogmalarını dayatan, astığı astık
kestiği kestik diktatörlere karşı, aklı ve erdemi yiğitçe savunur. Yapıtın tek tek
bireylerin belleğine ve aklına serpiştirdiği ilkeler, giderek ahlak ve hukuk, en keskin
kılıcıyla toplumları tutsaklığa iten karanlık ve köhne düzenin yarattığı kör düğümlerin
üzerine iner. Adaletsizliklere ve insanı insan yapan değerlere ters düşen olgu ve
oluşumlara karşı yiğitçe karşı koyar. Bu süreçte kurulu düzeni sarsan yapıtlar, toplumu
ezen kişi ya da çıkar gurupları tarafından toplanıp yakılabilir. Yığın yığın kitaplar sırf
beyinleri aydınlatmasınlar diye toprağa gömülebilir; sanki vebalı bir yaratıkmış gibi
onlardan kaçılabilir, denizlere atılabilir. Her türlü eza ve cefa “müstebitlerin” elinde bu
tür yapıtlara karşı acımasızca yönlendirilebilir. Ancak o kendisine karşı yapılan onca
acımasız saldırılara karşın ölmez, öldürülemez. Nefes almayı sürdürür. Öldürülüp yok
edildiği düşünülse ve geçici bir süre karanlık dehlizlere atılsa, mezarlara sokulsa bile,
gün gelir dirilir; karanlıklara ve karanlığı temsil edenlere karşı savaşmayı sürdürür;
ancak kesin olarak sonuçta savaşımını kazanır… Utku, hiç kaçınılmaz biçimde
onundur. Rufus Choate’den bir söz: “Kitap, tek ölümsüzlüktür!”…
Yorum Gönder