1960 yılının nisan ayıydı. Havada ilkbahar kokusu vardı. Liz'in yanında da ölen
babasının kızıl saçlarına sahip sıska bir erkek çocuk duruyordu. Liz'in oğlunu
nadiren okĢadığı zamanlarda çocuğun hemen hiç saçlarına el sürmüyor, genellikle
koluna veya yanağına dokunuyordu.
"Hayat adil değil," diye tekrar etti. Kapıyı açtı ve içeri girdiler.
Annesine bir prenses gibi davranılmadığı gerçekti, kocasının daha henüz otuz
altı yaĢındayken boĢ bir evin yer muĢambasının üstünde can vermesi de her Ģeye
tuz biber ekmiĢti, ama Bobby bazen durumun daha da beter olabileceğini
düĢünüyordu. Örneğin, çocuk iki üç hatta dört tane olabilirdi.
Yorum Gönder