BOYUT : 2,4 MB
filmleri anımsatan Yıldırım Beşli ismi, onlara ironik bir haz veriyordu. Onlarsa kendilerine “Hegelci Serseriler”
diyorlardı. İlginç bir takım oluşturan bu beyefendileri sonra daha yakından tanıyacağız. Yolumuza devam ederken
birkaç evin duvarına, sokak lambalarına ve bir iki terk edilmiş binaya asılmış, el yazması posterleri fark ettik.
Üzerlerinde şöyle yazıyordu: BALIKÇI, KAHROLASI TANRI’NA DUA ET Kİ, SENİ ÖNCE BİZ
YAKALAMAYALIM! AMY’Yİ UNUTMA!
Nailhouse Row’un üst tarafında dik bir yokuş oluşturan, Chase Caddesi’nin iki yanında sis rengi boyasız cepheleriyle,
her an buharlaşıp yok olacakmış gibi görünen ruhsuz, yıpranmış binalar yer alıyordu. Bunların arasında devamlı birkaç
fakir müşterisiyle eski Nelson Oteli, köhne bir taverna, vitrininde Red Wing iş botları yazan tozlarla kaplı bir dükkân
vardı. Binalar sanki batıdaki karanlık araziden kopup hayata dönmeye çalışmış ama başaramamışlardı, içlerinde can
yoktu. Aslında, olay tam olarak da buydu. Mississippi Nehri 1965 yılında taşmış, demiryoluyla, Nailhouse Row sular
altında kalmıştı. Chase Caddesi’ne dek yükselen sel suları Nelson Oteli’yle caddenin karşısındaki iki binanın kül rengi
duvarlarında yerden yarım metre yükseklikte kahverengi yatay bir iz bırakmıştı
Yorum Gönder