BOYUT : 1,7 MB
Susannah o uzun gecelerde kamp ateşi sönmeye dururken bunları ve başka birçok olayı anlatmıştı. Silahşor her şeyi
anlamamış ama yine de dikkatle dinlemişti. Tabii hepsini belleğine yerleştirmişti. Ne de olsa acı da bir araçtı. Bazen en
iyi araç.
"Nen var senin, Roland? Neden o süprüntüleri bana hatırlatıyorsun?" Şimdi somurtkan Susannah'nın gözlerinde
tehlikeli bir parıltı vardı.
Bu Roland'a uysal Alain öfkelendiğinde gözlerinde beliren anlamı hatırlattı. Sonra yavaşça, "İşte ilerideki taşlar o
adamlar," dedi. "Seni bir hücreye kapatarak, üstüne pislemeye zorlayan o serseriler. Köpekli, elleri sopalı o adamlar.
Sana, 'Zenci fahişe,' diye bağıranlar." Taşları işaret ederek parmağını soldan sağa doğru kaydırdı. "İşte şu göğsünü
çimdikleyerek gülen serseri. Bu da, makatına bir şey saklayıp saklamadığını anlamak için bakmaları gerektiğini
söyleyen köpek. Bu da sana, 'Beş yüz dolarlık kılık giymiş şempanze,' diye bağıran. Bu da copunu tekerlekli iskemlenin
parmaklarında durmadan dolaştıran ve sonunda bu sesin seni çıldırtacağını düşünmene neden olan hayvan. Şu da
arkadaşın Leon'dan, 'Solcu homo,' diye söz eden herif. Ve Susannah, en sondaki de Jack Mort... Orada. Şu taşlar, işte o
adamlar."
Yorum Gönder